Radyo... maçların televizyondan yayınlanmadığı dönemde radyodan dinlerdik maçları... Bir maçı dinlerken ses kısılırdı ve ana kumanda masasından "Mikrofonlarımız..." diye başlayan bir anonsla başka bir kente, o kentteki maça giderdik...
Televizyondan maç yayınları başladığında doğal olarak maçları radyodan dinlemek ikinci plana düştü. Hem görüp hem dinlemek varken neden sadece dinlemekle yetinelim ki! Radyolarımıza yolculukta, iş başında, piknikte ihtiyaç duyuyorduk... ya da elektrikler kesildiğinde.
İşte buna benzer bir şey oldu: Lig TV'de Mersin İdman Yurdu - Fenerbahçe maçını seyrediyordum ki Mersin'deki şiddetli yağış nedeniyle yayın kesildi. Biraz bekledim; ama yayına dönemedik bir türlü. Aklıma radyolar geldi; NTVSpor Radyo reklamını yapıp duruyordu. Hemen NTVSpor Radyo'yu açtım; tık yok. Reklam var, tanıtım var; maç yok! Acaba maçı anlatmıyorlar mı, diye düşünürken bir de baktım NTVSpor Radyo ile Lig TV aynı anda yayına başladı... Kısacası şu anlaşıldı: NTV'nin radyo yayını sahadan değil, ekran karşısından...
Gerçekten durum böyle miydi, yoksa Lig TV yayınını kesen yağmur tüm yayıncıları mı vurmuştu? Merakıma hâkim olamadım, NTV'yi aradım. Acı gerçek şu ki NTVSpor Radyo yayınlarını televizyon karşısından yapıyormuş.
Gerçekten durum böyle miydi, yoksa Lig TV yayınını kesen yağmur tüm yayıncıları mı vurmuştu? Merakıma hâkim olamadım, NTV'yi aradım. Acı gerçek şu ki NTVSpor Radyo yayınlarını televizyon karşısından yapıyormuş.
Radyoculuk... olay yerinden değil; televizyon karşısından... atmosfersiz; koltuğa yayılarak... -mış gibi yaparak.... habercilik...
NTVSpor Radyo tanıtımda ne deseler beğenirsiniz:
NTV Spor Radyo, Süper Lig maçlarını deneyimli kadrosuyla anlatıyor, tribünlerin bütün heyecanını radyoda yaşatıyor.
Bir soda verin bana!
Hiç yorum yok :
Yorum Gönder